29 Şubat 2008 Cuma

Memduh Şevket Esendal- Ayyaşlı ve Kiracıları özeti

Memduh Şevket Esendal- Ayyaşlı ve Kiracıları özeti

Romanın Başlıca Karakterleri:
İbrahim Efendi, Şefik Bey, Halide, Haki Bey-Turan Hanım, İskender Bey, Hasan Bey, Buharalı Abdülkerim Bey.

Özeti:
Ayaşlı ile Kiracıları, Esendal'ın çok beğenilen bir romanıdır. Esendal bu romanında dokuz odalı bir apartman dairesini önce kendi kiralalyıp daha sonra oda oda kiraya veren Ayaşlı İbrahim Efendi'yi ve bu odalarda kalan kadın erkek genç ihtiyar evli bekar çeşitli insanları anlatır. Bunların gözünden de Cumhuriyetin ilk yıllarının Ankarası'nı irdelemeye çalışır. Ayaşlı İbrahim Efendi çeşitli işler yapmış, son olarak da hancılıktan başlayıp ucuza kiraladığı bir apartmanın dokuz odasını ayrı ayrı ailelere kiraya verir. Ayaşlının kiracıları çeşitli kesimlerden halk insanlarıdır. Bu dairelerde oturanlar mutfak banyo ve tuvaleti ortak kullanmak zorundadırlar. Bu nedenle aralarındaki ilişki kısa sürede senli benli sıcak bir havaya bürünür. Kiracılardan Haki Bey ile Turan Hanım birbirinin işine pek karışmayan ama sıkça da kavga eden karı kocadır. Turan Hanım sabahtan akşama bütün kiracıları kumara alıştırarak paralarını sızdırma çabası içindedir. Kiracılardan biri de İskender Beydir. O da kendini fabrikatör olarak tanıtır. Oysa geçmişi karanlıktır. Uyuçturucu satıcılığından başı sürekli beladan kurtulmaz. Polisin her zaman takibi altındadır. Eskiden büyük bir çiftliğin sahibi olan Hasan Bey, şimdi her şeyini yitirmiş olarak günlerini geçirmektedir. Emekli konsolos olan Şefik Bey, erken emekli olmasının nedeni adının kirli işlere karışmasıdır. Görevdeyken yeterince para biriktirmiştir ama bunu büyük bir cimrilikle harcar. Üstelik temizliğine hiç özen göstermez. Bu yüzden tüm kiracılar ve hizmetçi Halide tarafından hiç sevilmez. Abdulkerim Bey odun ve kömür satıcısıdır. Aslen Buharalıdır. Karısı çocuğu ve kendisi gürültücü bir aile olarak yaşarlar. Çünkü çocuğu çok sinirli bu yüzden hem kendileri hem de öteki ailelerle kavga halindedirler. Aparman sahibi İbrahim Efendi ise üvey kızı Faika,, damadı şoför Fuat, Fuat'ın felçli annesi ile bir odada yaşamaktadır.

Falih Rıfkı Atay - Zeytindağı özeti

falih rıfkı atay-zeydindağı özeti
I. Dünya savaşı suriye cephesi. Ordu kumandanı Cemal Paşa. Kumandanın özel kalem müdürü de yedek subay teğmen Falih Rıfkı Atay'dır. Karargah Kudüs'te Zeytindağı'nın tepesindeki Alman misafirhanesindedir. Tertemiz büyük ve ezici bir Alman yapısıdır.
Yaverin yanına çıkar. Kumandan Paşa hazretlerinin Başkumandalıktan istediği Falih Rıfkı olduğunu söyler. Yaver onu Paşa'nın yanına götürür. Sİrkeci'deki ve Harbiye Mektebi'nin havuz başındaki biraz gururlu ise de yine de sade ve sevimli olan Cemal Paşa'nın görüntüsü yerini çok sert çizgileri kırışık başka bir adama bırakmıştır.

27 Şubat 2008 Çarşamba

Reşat Nuri Güntekin-Çalıkuşu

Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu özeti

Romanın başkahramanı Feride, küçük yaşta yetim kalır. Fransız okulu olan Notre Dame de Sion'a yatılı olarak verilir. Haşarı, afacan olduğu için arkadaşları ona Çalıkuşu adını takarlar. Böylece roman, Feride'nin yaşamöyküsüdür denilebilir. Feride teyzesinin oğlu Kamran'ı tatsız şakalarıyla sinirlendirse de onun sevgisini kazanır. Kamran, okulunu bitirir bitirmez onunla evlenmeyi planlar. Önce nişanlanırlar. Bu nişanlılık süresi dört yıl sürer. Kamran Avrupa'dadır. Geçen süre içinde Feride okulunu bitirir. Ancak düğünden iç gün önce genç çarşaflı bir hanım, Ferideyle Kamran hakkında görüşmek ister. Bir de mektup verir. Anlattığı şeyler ve mektup Feride'nin kafasını karıştırır. Çünkü gelen kadın Kamran'ın İsviçre'de bulunduğu sırada Münevver adlı hasta genç bir hanıma evlenme sözü verdiğini söyler. Bunu Kamran'ın Münevver Hanıma yazdığı mektupları göstererek de kanıtlamaya çalışır. Mektubu okuyan Feride dayanamaz çok üzülür her şeyi yüz üstü bırakıp kaçar. Milli Eğitim Bakanlığına giderek başvuruda bulunur. Diploması olduğunu Anadolu'da öğretmenlik yapmak istediğini çekine çekine dile getirir. Zeyniler Köyü'ne atanır. Zeyniler köyü bu denli uzak olsa da Feride çalışarak öğrencileriyle özellikle de içlerinden Munise ile teselli bulur. Munise köylülerin sevmediği bir kadının kızıdır. Bu günlerden birinde eşkıyalar soygun yapar. Çıkan çatışmada yaralanan bir subayı köy odasına getirirler. Burada Feride Hayrullah Bey adında yaşlı, askeri bir doktorla tanışır. Hayrullah Bey böyle bir yerde Feride gibi genç ve güzel birinin öğretmen olarak çalışmasına çok şaşırır, Ferideyi çok sever, o istemese de ondan habersiz onun daha merkezi bir yerde öğretmenlik yapması için girişimlerde bulunur. SOnunda Feride il merkezindeki Darülmuallimat'a Fransızca öğretmeni olarak atanır. Burada musikişinas, veremli çok hassas Şeyh Yusuf'la tanışır. Feride güzel v etkileyici bir kızdır. Gittiği her yerde bu nedenle sorunlar yaşar. Şeyh Yusuf da birdenbire Ferideye gönlünü kaptırır. Ne var ki bu karşılıksız aşkın acılarıyla da iyileşemez ölür. Bundan kendini sorumlu tutan feride orada kalamayacağını görerek öğretmenlik yaşamı sürerken bir günlük tutarak yaşadıklarını yazar. Öğretmenliğe başladığı Zeyniler Köyünde karşılaştığı Doktor Hayrullah Bey ile Kuşadasında ikinci kez karşılaşınca ihtiyar olmasına rağmen Hayrullah Bey ile ilişkisi olduğu dedikodusuna varıncaya kadar tüm serüvenini not eder. Feride'nin güzelliğinin de etkin olduğu bu tür dedikoduları önlemek için Hayrullah Bey ile Feride kağıt üzerinde kalan bir evlilikle dedikodulara son vermeyi amaçlarlar. Böylece baba-kız birlikteliğini daha huzurla sürdürme olanağına kavuşurlar. Feride'nin yitirdiği günlüğü Hayrullah Bey bulur. Büyük bir merakla okur. Buradan Feride'nin hala Kamran'ı sevdiğini öğrenir. Defteri Feride'ye vermez. Bunu bir zarfa kor. Kendinin ölümü halinde bu zarfı açmadan teyzesine götürmesini ister. Bunun için söz alır. bir süre sonra da Hayrullah Bey ölür. Feride zarfı teyzesine götürür. amacı birkaç gün kalıp dönmektir. Ama Kamran, Feride'nin ayrılmasına kadar bekleyemez zarfı açar bitün gece kardeşi Müjganla birlikte okur. Zarfta okuyup sakladığı Feride'nin günlüğü ve Kamran'ın Feride'yi bir daha bırakmamasını isteyen mektubu vardır. Böylece Kamran Feride'nin günlüğünden tüm gerçekleri öğrenir ve ertesi gün kendi evine dönecek olan Feride'yi bırakmaz. Kucağına alır arabaya bindirir biraz direnir gibi yapsa da mutludur gerçeğin anlaşılmasına sevinir. Hemen Kamran'ın evlilik teklifini kabul eder, evlenir mutlu olurlar.

Yunus Emre'den Şiirler

Yunus Emre Şiirleri

Dörtlükler
Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaradılmışı hoş gördük
Yaradandan ötürü

Mal Sahibi, mülk sahibi;
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan...

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyisi
Bir gönüle girmektir

Doğru yola gittin ise
Er eteğin tuttun ise
Bir hayır da ettin ise
Birine bindir az değil

İlahi
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle bir kaç huri
isteyene ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni

Yusuf Has Hacib - Kutadgu Bilig

Kitabın Konusu, eleştirisi:
Kitap Hakkında Bilgiler
Kitap Türkçe iki sözcükle yapılan bir tamlamadan oluşmaktadır. kutadgu ve bilig. anlamı kutlandıran bilgi yada kutlu olma bilgisi demektir. Ancak kut sözcüğünün anlamı çeşitli dilbilimcilere göre farklılık göstermektedir. Kutadgu Bilig'in Vİyana, Mısır ve Fergana yazmaları var. Bunların hepsi de eserin yazıldığı dönemden çok sonra, eserin aslından değil de, kopyalarından alınmış ikinci kat kopyalar. Bu kopyalar bulundukları yerlerin adlarıyla anılıyor. Uygur harfleriyle yazılı olan Viyana kopyası, 1439'da Herat'ta kopya edildi. Aynı yüzyıl içinde Tokat'a oradan da 1474'te İstanbul'a getirildi. Ünlü tarihçi Hammer, bunu 19. yüzyıl başlarında İstanbul'da satın alarak Viyana Saray Kitaplığı'na verdi. Arap harfleriyle yazılı olan ve Kahiredeki Kral Kitaplığında bulunan Mısır kopyasının ne zaman yazıldığı bugüne kadar belli olmadı.

Kitabın İçeriği
Eser, genellikle mesnevi, sondaki bitiriş bölümleri de kaside biçimiyle yazılmıştır; bunlar 6299 beyitten oluşmaktadır. İçinde 173 tane de dörtlük vardır ki hepsi birden 13,290 dize etmektedir. bu dörtlük biçimdekiler ulusal öğeleri meydana getirmektedir. Kitapda düzyası ve nazım biçimiyle iki önsöz yer almaktadır. Bunlar sonradan başkaları tarafından yazılmış, eserin yazarı, konusu ve ünüyle ilgili bilgileri içermektedir. Kutadgu Bilig alegorik bir tartışma özelliği de taşır. Dört kavram üzerine kurulmuş, bunların kişileştirilmesi, dolayısıyla dört kahramanı ortaya çıkartılmıştır. Bunlar dört kişi olmakla beraber, kitap diyaloglarından oluşmaktadır. Bu dört kişi arasında geçen konuşmalarda birey, toplum ve devlet hayatının düzenlenebilmesi için gerekli olan görgü, bilgi ve erdemlerin neler olduğu bunların nasıl elde edilip kullanılacağı anlatılmaktadır. Böylelikle ideal olan devlet ve toplum yapısı belirlenmek istenir.

Kutadgu bilig özeti

Amacımız

Amacımız öğrencilere, öğretmenlere, okumayı seven herkese bir kaynak olup, herhangi bir romanı okumadan önce onlara rehberlik etmektir. Blogumuzda roman özetlerini, hikayeleri ve masalları zamanla genişleyecek arşivle bulabileceksiniz.